“ Her
zaman ki gibi yine eğleniyoruz. Bu fotoğrafta burada kalsınJ “
Ahh,
pardon! Yine sosyal medyada gördüğüm bir şey aklıma geldi. Böyle yazılar yüzünden
gına geldi artık değil mi?
Günümüzde sosyal medya kullanmayan insan
sayısı azdır. Peki, sosyal medya neden kullanılır? İnsanlar neden ihtiyaç
duyar? Ne ölçüde yararlıdır? Hadi bir bakalım.
Sosyal
medya, insanların paylaşım yaptığı, birbirinden haberdar oldukları, çeşitli
konular hakkında bilgi edindikleri bir iletişim
aracıdır. Çok fazla kullanıcısı ve fazla sayıda(250 kadar) türü vardır: facebook,
twitter, youtube, instagram, tumblr,… Popüler kültürün, teknolojik artışın ve
can sıkıntısının artması bu uygulamaları kullanılır hale getirmektedir. Bizler
teknolojinin etkisiyle yeni gelen ürünlerin ve fikirlerin çoğunu kucaklayarak
selamlamaktayız. Peki neden? Çünkü hayatımız kolaylaşıyor, düşüncelerimiz gelen
fikrin öncesindeki olanakları sınırlı buluyor. Bunu örnek vererek açıklayayım
en iyisi. Mesela televizyonun olmadığı o eski dönemlerde insanlar sevdikleri
insanlarla sohbet etmenin huzuruna erirken, akıllarına geliyor muydu böyle bir
icat? İşte teknoloji geliştikçe biz kendimizi bilmediğimiz sularda yüzmeye
çalışırken buluyoruz. Peki… Şimdi de asıl konumuz olan sosyal medyanın bizim
üzerimizdeki etkisine bakalım. Biz sosyal medya da bir şeyler paylaşmayı,
insanların beğenilerini kazanmayı, yorumlar yapıp, diğer insanların neler
yaptığını görmeyi seviyoruz. Ama geniş açıdan baktığımızda bizi çoğu yönden
olumsuz etkiliyor. Özellikle sosyal medya bağımlısı olan insanlarda sürekli bir
şeyler paylaşma zorunluluğu hissediliyor, sanki bir şey paylaşmadıklarında
hayatında güzel bir şey yaşamamış gibi hissediyorlar. Beğeni ve takipçi
sayılarındaki artışa göre mutlu oluyorlar, hayatta bizi gerçekten mutlu edecek
başka bir şey yok gibi. Çünkü sosyal medya reel olmayan bir pencere sunuyor
bize. Bazen öyle bir nokta da oluyor ki insanlar, sadece paylaşım yapmak için
gezmeye gidiyorlar. Özellikle son zamanlarda insanlar birbirlerine çok benzemek
istiyorlar: aynı beden, aynı saç, aynı yüz… İnsanları bu şekilde aynı kalıba
sokarak robotlaştırma işi de sosyal medyanın hayatımıza uzanmış pençelerinden
biri. Resmen bizim kendimizden memnun olmamamıza neden oluyor. Kafamızı
ekranından kaldırmadığımız telefonlarımız yüzünden etrafımızdaki güzellikleri
göremiyoruz, halbuki doğa ne kadar güzel değil mi? Sevgiliden mesaj
getirircesine uçan kuşlar, rüzgarın etkisiyle kulağında hoş bir nağme bırakan
ağaçtaki yapraklar, ferah bir gökyüzü ve daha niceleri… Belki bazılarımız
hatırlıyordur, aynı masada oturup sosyal medyaya gömülmekten doğru dürüst
konuşamadığımız insanları. Sosyal bir insan olmayı takipçi sayısına göre değerlendiriyoruz.
Halbuki asıl asosyallik orada. Ailemizden, arkadaşlarımızdan uzaklaşıp yalnızlaşıyoruz. Normal hayatta samimi olmadığımız
insanlarla sosyal medyada ne kadar samimiyiz, öyle değil mi? Maalesef ki çoğu
zaman öyle olabiliyor. Bu da insanlara nasıl davranmamız gerektiği, hangi noktalarda
sınır koymamız gerektiği konusunda kafamızı karıştırıyor. Aynı zamanda sosyal
medya zaman kaybına da neden oluyor. Güzel vakitlerimiz akıp gidiyor. Bu zaman
kaybını da oturarak yaptığımız için kilo alımı ve sağlıksız yaşamı da
beraberinde getiriyor. Biraz felaket tellalı gibi konuştum galiba. ”Biraz mı?”
dediğinizi duyar gibiyim. Tabii yararlı olan özellikleri de var. Biliyorsunuz
ki günümüz iletişim ve bilgi çağı. Ve bu çağda sosyal medya sayesinde kolay bir
şekilde bilgilere ulaşabiliyoruz, istediğimiz insanlarla iletişim
kurabiliyoruz. Gündemdeki olaylardan hızlı bir şekilde haberimiz oluyor. Kendi
ilgi alanımızdaki insanlarla karşılaşıp, ortak etkinlikler düzenleyebiliyoruz.
Hatta iş imkanı bile sunarak, insanların evinden dışarı çıkmayarak kolay bir
şekilde para kazanabilmesini sağlıyor. Özellikle evde çocuğuna bakması gereken
ebeveynlere bu yönden kolaylık sağlıyor. İhtiyacımız olan kitaplar, kıyafetler,
eşyalar parmağımızın ucunda. Aynı zamanda sosyal medya sayesinde
düşüncelerimizi özgürce ifade edebiliyoruz, korkmadan.
Eee, siz diyeceksiniz şimdi: “Kullanayım mı,
kullanmayayım mı?” Açıkçası ben kullanmaya devam edeceğim ama çok az J Sadece olumlu özelliklerini
kullanacak kadar yani. Çünkü bu kadar olumsuz özellik beni çok etkiliyor, bir
de yazınca ne kadar kötü etkilediğini iyice fark ettim. Yani her şey kararında
güzel ama, değil mi? Tabii, sizin paşa gönlünüz bilir ama sosyal medyaya dalıp
çevrenizdeki güzellikleri unutmayın derim. Kar tanelerinin yere inmek için
yarıştığı bir günde, elinde sıcacık çayınla bir yandan dışarıdaki doğa
mucizesini izleyip, bir yandan da sevdiklerinle bol kahkahalarla sohbet etmek
ne kadar güzel.
0 Yorumlar